Sayfalar

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Hava -İş Direnişinde Sorumluluklarımız Üzerine


İşçi sınıfı hareketinde direniş ve grevlerin önemi bilinmektedir. Özelikle bu direniş ve grevler stratejik yerlerde oluyor yada yapılıyorsa bu daha da önemli hale gelir. İşçi sınıfı hareketi içinde bunlardan örnekler verebiliriz. Özellikle sınıf hareketin biraz hareketlendiği yada yükseldiği süreçlerde grev ve direnişlerde sayısal olarak artığını söyleyebiliriz. Dünden bugüne önemli direniş ve grevlerden bahsedebiliriz. Ancak 1980 sonrası sınıf hareketine yönelik darbeden dolayı hareketin genel seyrinin düşmesi grev ve direnişlerde de görülmektedir. Sınıfın dinamikleri tasfiye edilmiş sınıfa yönelik yapılan baskı ve şiddet sınıf hareketini de geriye düşürmüştür.
Bu arada yapılan grev ve direnişler de buna parelel olarak yürümüştür. Ancak 89 dakı sınıf harekatın yükselmesi grevler ve direnişlere de yansıdı. Ancak bu dönem yükselen ve hareketlenen sınıf hareketi yeni hakların alınmasında istenilen sonucu sınıfın istenilen düzeyde örgütlenememesinden dolayı başarısız sonuçlar oluşmaya başlandı. Bu dönem aynı zamanda siyasal ve politik olarak sınıftan uzaklaştırılan ve ideolojik tasfiyenin yaşandığı süreçti. Ancak tüm bu saldırılara rağmen sınıf hareketinde önemli deneyimler ortaya çıktı. Kent Grevi (ZONGULDAK YÜRÜYÜŞÜ) alan örgütlenmeleri (Deriş tuzla havzasının örgütlenmesi) işyeri işgaller sokak ve yol kesmeler, köprü kapatmalar,blokajlar,Grevler  bu süreçte ortaya çıkan eylemliklerdi. (işyerleri,sıyası partiler, köprü eylemleri, sokak eylemleri, en son tekel eylemi)90 lı yılların yarattığı bu hareketlilik günümüze kadar gelmektedir. Ancak 2008 deki krizle kapitalizm yeni bir döneme girmektedir. Bunun sınıfa yönelik biçimi sınıfın mevcut hakların alınması,örgütlülüklerin dağıtılması çalışmada esnekliğin kurallaştırılması, düşük ücret ve bölgesel ücret belirlemeleri gibi köle çalışma düzeni dayatılmasının adımları atılmaktadır. Bu nedenle bugün bu sistem karşısındaki her direniş ve mücadele anlamlıdır. Üstelik bu stratejik bir yerde ise herkesin dağıtılmak istenilen örgütlülüklerin merkezi olarak sahiplenilmesi görevi bulunmaktadır. işte hava iş direnişi de böyle bir yerde durmaktadır.
Bugün süren hava iş grevine bakıldığında stratejik bakımından önemli yerde durmaktadır.  bu konuda herkes aynı düşünmektedir. Ancak önemin yüklediği sorumluluklarımıza gelince ortada en kestirme yol olarak hava iş sendikasını görmekteyiz. Elbette hava iş sendikası hava yolları eyleminin yürütülmesinde birinci derece sorumludur.  Ancak sınıftan yana olan kurumların bireylerin ve siyasal öznelerin kendisine dair sorumlulukları hava iş üzerinden yapmaları inanılmaz derece anlaşılmaz bir durumdur. Üstelik bunu yaparken önemli iddialarda bulunanlar ve büyük laflar edenlerin söylemesi sınıfa dair ne kadar uzak durulduğunu göstermektedir. Bu yazıda bu nedenle biraz sorumluluklarımızın anlaşılması ve hatırlanması gerekiyor.
Ancak bu yazıda hava iş sendikasının eksikleri yok anlamında bir sonuç çıkarılmasın.  Bizler mücadele içinde yada direnişlerde eksikleri sadece tamamlamak ve daha iyisi olmak için söyleriz. Yada en doğrusunun olması için çalışırız. Bu nedenle bugün hava yollarında ve yürüyen direnişte dün olduğu gibi sınıfın içinde değiliz. Burası işin bir yanı,  ikinci yanı ise direniş başladığı günle başlayan yapılan değerlendirmeler.
Ancak hava iş direnişin başladığı günden sonra yapılan değerlendirmeler değerlendirme olmaktan çıkmış saldırı niteliği taşımakta. Oysa hava iş önemli stratejik bir direniş ve bu direnişle sistemin iktidarı esasta ne yapmak istediğini değerlendirmeler içine koyanlar sürecin gereğini yapmamaktalar.
Birincisi bütün değerlendirmeler sadece yapılmayan üzerinden tartışılmaktadır. Burada doğru olanlar olabilir. Ancak direniş sürerken bizzat hava iş yönetimine bunlardan bir şey olmaz diyerek en başından bir yaklaşım inanılmaz geri ve karşı saflara hizmet eden bir sonuçtur. Unutmayalım ki 305 kişi işten çıkarılmış grev yasaklanmiş. Buna karşıda direniş sürüyor. Üstelik bunları kamuoyu önünde bilerek yapıyoruz.  Aynı tartışmalar thy yönetiminin de sendikaya dair başlattığı ve her fırsatta başta direnişçi işçiler olmak üzere hava yolları işçilerine  bu sendika ve direniş yerinde duranlar işçi değil bunlar kötü niyetli diyor ve devam ediyorlar…  kampanyası sürmekte.
Şimdi boy boy gazetelerde mesaj veren her gün sınıfa dair sitelerinde yazı yazan hava iş muhalefeti iken sınıf mücadelesinin gereklerini daha iyi yapacağını söyleyenlere hava iş direnişinde thy ile aynı yerde durmuyorlar mı sonucu böyle değil mi?
Ama Direniş başladığı günden bugüne sadece hava iş sendikasını eleştiren işçileri örgütleyenler, bu sendika direnişi yürütmez kampanyası yürütenler, Ayrıca hava iş sendikasının neden yaptığı grevi üstlenmediği üzerinden söz söyleyenler, hatta bu nedenle işten atılan işçiler sendikadan tazminat istemelerini yapanlar, direnişi desteklemenler çalışanları bu saldırıdan dolayı sendikadan uzaklaştırmak isteyenler thy farklı yolların aynı yöne gidenleridir.
Buradan söylemek isterim ki hava iş sendikasının hiç eksiği yok ve hava iş sendikasını konuşmayalım gibi bir yaklaşımda bulunmuyorum. Aksine bu konuda genel sendikal harekette olduğu gibi hava iş sendikasının da eksikliği vardır. Bu konuda görebildiklerimizi direniş boyunca hava iş yöneticilerine anlatmaya çalışmaktayız. Yapabildiklerimizi de yapmaya çalışarak katkı sunmayı sürdürmekteyiz.
 Ancak gerek eleştirirken gerek eksikleri söylerken bunun nerede ve nasıl söylenmesi gerektiği önemlidir.  Şimdi hava iş te direniş devam ediyorsa ve bunun için bir caba varsa (bu eksikte olabilir) yapmamız gerekenler bellidir. Çünkü bu kadar stratejik bir direnişte direnişin büyütülmesi ve güçlendirilmesi her sınıftan yana olanın görevidir. Bunu yaparken eksikleri söylenmeyeceği anlamına gelmez, gelmemelidir.
 Ancak hava iş  direnişine cepheden sermayenin siyasal iktidarın sınıfa yönelik esas  saldırının öncü gücüne yapılmaktadır. Böyle zamanlarda buna karşı durulacak yer tartışma götürmeyecek kadar acık olmalıdır.  Eğer hava iş sürecin içinde değil ve yapmıyorsa o zaman anlaşılabilinir. Ancak hava iş sendikasını eleştiren sitelerde yazı yazan ha iş muhalefetini büyütmek isteyenler hava işçilerini harekete geçirmiyor. Hava işe saldırıyor. Buradan kendileri için iktidar yolu açmak için sorunu ele alıyor. Oysa sınıf mücadelesinde bu anlayışla asla mücadele kazanmaz, mücadele birleştirilmez, ortak mücadele yürütülemez, bu yaklaşım direnişte olan bir yerde olmaması gereken noktadır.
Üstelik direniş değerlendirmesi kamuoyu önünde karşıt oluşturarak değerlendirmek için sendikanın mücadelesini aşan sendikaya rağmen direniş yapan ve yürüten bir yerde olunması halında yapılırsa kısmen anlaşılır.  Ancak bütün süreci sendikanın  görevlerini yapmamak üzerine kurup hiç direniş yerinde olmayanlar sınıftan bahsetmemelidir. Bu sınıftan yana olanlara yapılan haksızlık olarak görüyorum. Çünkü bu konuda caba sarf edenlerin olduğuna inanıyorum. Üstelik sınıfa dair bir cümle bile söylenmemektedir. Asıl burada işin dahada önemli yanı hava iş direnişi başlarken hava iş sendikasına karşı başlatılan bu kampanya gibi sürmektedir. Şimdi asıl noktalardan biri de Bunu yapanların kendisini sınıftan yana olduğunu iddia edenler olmasıdır. Bu iddia beni de ilgilendirmektedir. Oysa biz sınıfa yönelik saldırılarda kendimize sınıftan yana olma vazifesi çıkarırız.
Bugün direnişler ve grevlerde işçi sınıfın genel çıkarların her şeyin üzerinde olduğunu söylemekteyiz.  Direnişte amaç kazanmak içindir. Direnişi yapan en geri yapılar olsa da direniş büyütülür ve kazanmak için çaba sarf edilir. Hava iş direnişinde işler tersten yürüyor. Tekelin tersi yapılıyor. Oysa tekel bize nasıl kazanmamız gerektiğini öğretti. Bunun için çadır kuran sınıfın dostları şimdi görev hava iş direnişinde değil mi. Bunun için birinin söylemesi mi gerekir.Aksine  hava işte nasıl kazanamayız öğreneceğiz.peki bu hepımızın sorumluluğu değil mi çünkü bu kayıp hepımızın kaybı ise (BAZILARI HAVAİŞ KAYBI GÖRÜYOR) bu duruma hayır demek de sorumluluklarımızın içindedir.
 Bunu söylerken sendikaların burada ki rolünü unutmadan ve üzerinden atlamadan söylüyorum. Burada asıl kendi sorumluluklarımı da görmekteyim. Bugün gösterdiğim çabanın biraz daha yaygınlaşması ortaklaşması için yoğunlaşmamız gerekir. Üstelik hava işe yönelik saldırının ne kadar önemli olduğunu düşünürsek sorumluluklarımızın önemi de artmaktadır. Bu sorumluluklarımızın en başında ise kendimizle başlamaktan geçer. Bizler hava işte sendikasının başlattığı direnişi sonuna kadar destekleyeceğiz. Bunu en geniş biçimde yaygınlaştırmak istiyoruz.bunu birleşik bir noktaya çekmek istiyoruz. Bunun her kes için geçerli olduğunu düşünüyoruz. Hava iş direnişinde yaşanan grevle başlayan süreçte hava işin eksikleri ve direniş konusundaki tutumunu eleştirebiliriz. Bu konuda herkesin hakkı var.  ancak biz direnişi yürüten işçileri direniş yerinde uzaklaştıran,sendikada atılmadan dolayı sorumlu tutarak özel taleplerde bulunan gazelerde sendika alehine çikan haberleri servis yaparak işverenlerle aynı yerde duran anlayışları sınıf karşıtı görüyorum. Adına neler söylerse söylesin iş aynasıdır insanın sözüyle sonuç çıkarılır. Biz direniş içinde örgütlülüğü zayıflatan davranışlarda kaçınmalı bunu yapanları desteklememeliyiz. Sendikaya kızarak sendika dışında söylenenlerin doğru olacağı yaklaşımı bizi başka yanlışa itmektedir. Hava iş’te bunlar yapılıyor. Ayrı basın açıklamaları ayrı konuşmalar ayrı tutumlar sendika dişi davranışların toplamı thy ile aynı rotada yürümesini sağlar. Bizler söyleyeceklerimizi yapacaklarımızı iç örgütlülük içinde yapmalıyız. Çünkü bizim sendikaların gereğini ve görevini yapmalarını sağlayan yolun uzaktan gazel okunarak olamayacağını bilmeliyiz. Üstelik buralarda örgütlülükten bahsedenler için bu sorumluluk daha artmaktadır. Aksine hava işte yaşanacak bir yenilgi yada olumsuzluk kimseye kazandırmaz kazandıramaz. Hava işin eksikliğinden kazançlı sonuç işçi sınıfın çıkarlarına hizmet etmez. Çağrım odur ki Bir kez daha hava iş direnişi için eleştirilerinizi direniş bitene kadar işçi sınıfı çıkarları için bekletiniz. Çağrım bu direnişin büyütülmesinde yapacaklarımızı hiçbir kaygıya yer vermeden yapmaktır.
Hasan Gülüm
Belediye iş 2 nolu şube başkanı
1 Temmuz 2012