Sayfalar

23 Nisan 2010 Cuma

ATİK, Avrupa Delegasyonuyla Taksim Gidecek


Avrupa’dan 80 kişilik delegasyonla 1 Mayıs’ta Taksim’de yapılacak kutlamalara katılacak. Delegasyon’da Avrupa Parlementosu üyeleri ve Federal Milletvekillerinin yanısıra, tüm Avrupa ülkelerindeki sendikalardan temsilciler yer alıyor. Delegasyon üyeleri 29 Nisan’da itibaren İstanbul’a yola çıkacaklar.


Türkiye’deki işçilerle dayanışmada bulunmak amacıyla yola çıkan delegasyon, bir açıklama yayımlayarak, Türkiye’deki 1 Mayıs’ın terörize edilmesine karşı durduklarını belirttiler. Açıklamanın tümü şöyle:

Türkiye Emek örgütleri 1 Mayısı ‘ülke çapında ve İstanbulda birlikte kutlama kararı’ aldılar. Bu tarihi katrarısadece Türkiyede coşku yaratmadı. TEKEL işçileriyle dayanışma için onlarca Sendika ve Konfederasyon Ankaraya gelmişti. Başta bu Sendikalar olmak üzere Dünya Emek örgütleri de nihayet gerçekleşen birlik ve beraberliğin memnuniyet ve sevincini yaşıyor. Türkiyenin Emekçileri ve Sendikal hareketi uluslararası sermayenin Neo-liberal icraatlarına, krizin yıkıcı ve çetin sonuçlarına karşı TEKEL işçilerinin dramatik ve yiğit direnişleriyle açtıkları birlik, dayanışma ve kararlılık yolundan yürümeye hazırlanıyor. Sendikalar 33 yıldır ve artık aşağılama düzeyinde sürdürülen yasak ve icazetten kurtulmak istiyor. İstanbul emekçileri üç kuşaktır sürdüğü bir davayı sonuçlandırmak ve tarihe vefa borcunu ödemek istiyor. Ve Türkiye Sendikaları sadece tarihi değil, geleceği de sınıfın göz ışığıyla aydınlatmak için harekete geçiyorlar. Bu sürece katkıda bulunan, emek veren tüm Sendika yöneticileri ile üyelerini ve Demokratik örgütleri kutluyoruz; YOLUNUZ AÇIK OLSUN!

Avrupa Kültür başkenti yasaklar ve polis terörünün başkenti olamaz !

6 Konfederasyonun kararı temel haklar konusunda sadakatli bir duruşun ve demokratik cesaretin ifadesidir. Zira, yıllardır uygulanan şiddetin ve 1 Mayısların terörize edilmesinin iki işlevi vardı; Sendikal hareketin mücadele azmini, toplumsal itibarını zayıflatıp demokrasinin ölçütü sayılması gereken sokak hareketlerini kriminalize ederek marjinalleştirmek. İkinci ve önemli öteki hedefi ise Sendikal hareketi bu yasaklar nedeniyle rekabete sevkedip, birliğini zayıflatmak, gücünü kırmak ve bölmek idi.

1 Mayıs gerginliğinin gerçek nedeni geçmişte ve bugün bir ‘alan’ konusu değildir. Valilik ve İçişleri Bakanlığının tanımadığı ve şiddet kullanarak engellediği Toplantı ve gösteri yapma, fikir beyanı özgürlüğüdür. Ve toplumların dokunulmaz kurumları olarak sendikaların bu hakkı kullanabilmesi ve onların çağrı yaptığı Mitinglere katılmak isteyenlerin polis şiddeti ve Devlet terörüne maruz kalmadan ve engellenmeden katılabilmesi sorunu idi. ILO sözleşmeleri ve Sozialcharta’da, görevleri bu hakların kullanılmasını güvence altına almak olarak tarifi yapılan ve devletin yönetim ‘Yönetim kuvvetleri’ olan Yasama ve Yürütme, hak ihlallerinin esas kaynağı durumundadır. ILO’nun 87 ile 98. ve TC. Anayasasının 34. Maddeleri ihlal edilmektedir. Temel hakları çiğneyen bu kurumlar, demokrasiye itaatsizlik konusunda toplumun önündeki en kötü örnektirler. Valilik ve Emniyet, demokratik hassasiyetten uzak, keyfi ve despotça davranmaktan çekinmediğini, ‘polis sıkıyönetimi’ ilan ederek ve İstanbulu ‘Polis diktatörlüğü’ ile yönetmeye çalışarak ‘Devlet ve polis terörü başkenti’ haline getirip kirletebilceklerini yeterince göstermişlerdir.

Dayanışma yoğunlaşarak sürmeli;

AP-Kültür Konseyine Protesto Mektupları gönderelim!

Yüzbinlerce emekçinin katılacağı 1 Mayıs ve Temmuz ayında yapılacak ‘Avrupa Sosyal Forumu’ çerçevesindeki etkinlikler nedeniyle tüm dünya emek orgütleri ve demokratik kurumların gözü Istanbuldadır. Nisan ayı son haftasında İstanbulu Kültür Başkenti ilan eden AP-Kültür Konseyine bir önerge verilecektir. Bu önergenin yanında tüm işçileri ve demokratları, sendikalar ve Sivil toplum örgütlerini kamoyu çalışması yapmaya, AP-Kültür konseyi nezdinde ve Brüksele Mektup Yazarak Valiliği ve Emniyet ile onlara siyasi desdek veren İçisleri ve Çalısma Bakanlıklarını asağıdaki adres üzerinden (Fransızca, İngilizce yada Almanca) protesto etmeye cağırıyoruz!

Rat der EU, Bildung und Kultur, Rue de la Loi 175, B1048 Brüssel, Fax:0032-2-281

69 34, e-mail; secretariat.dgi-eyca@consilium.europa.eu

2010 Yılında yasaklar kalkmalı, şiddete son verilmelidir! Ne Taksim meydanı nede yan sokalarda devlet terörü istemiyoruz. Valilik ve İçisleri Bakanlığı sınırsız gösteri ve yürüyüş hakkını tanıdığını açıklamalıdır. Çalısanlardan alınan Milyarlarca Liralık vergi geliri gene çalısanlara ve onların örgütü Sendikalara karşı ‘savaş yığınağı’ için harcanmamalıdır. ‘Kitle gösterilerinde siddet reaksiyonları eğitimi’ kapsamında gerginliği yaratan ve tırmandıran Valilik ve Emniyettir! Bu polis-provakasyonu yöntemleri tanıdıktır. Çünki, ‘Made in Germany’ dır.

Oysa İstanbul Demokrasiyi haketmiştir! Hak ve özgürlükler genişleyip ve demokrasi yerleşmeye başladıkça herkes görecektirki; tek bir çiçek ciğnenmeyecek, bir cam kırılmayacaktır. Taksimdeki barışçı ve yığınsal 1 Mayıs İstanbula yakışacaktır. Bunun sorumluluğu ise Valilik ve Emniyetindir.

Demokrasi, Birlik ve Dayanışma için İstanbul’a!

Emek kutsal Emek örgütleri ise kadim’dir! Sınıfın ve emekçilerin Ahde-Vefa’sı olan Dayanışma emek hareketinin iki asırlık tarihinde anlamını buldu. Aydınlık yarınlar isteyen herkes için, yeniden keşfedilmeye değer tarihsel bir mirastır. Sadece farklı ve ayri olana empati, paylaşma, Darda ve Zorda olana yardım değil, aynı zamanda barış, sosyal-adalet, eşitik ve özgürlük kavramları ile temel insanlık erdemlerinin de bileşenidir. Bu erdemler, işçilerin bereketli ellerinde büyüyüp TEKEL işçilerinin dediği gibi ‘ONURLU BİR GELECEK’ olarak gelecek kuşaklara devrolacaktır.

Dortmund’lu ve NGG’li Sendikacılar olarak bu duygularla 1 Mayısın İstanbulda Enternasyonal Kutlanması çağrısı yapıyoruz. Pekçok Sendika ve Kitle örgütü temsilcileri yanında AP ve Federal Milletvekilleri yerlerini ayırttılar. Her dil, ulus ve renkten emekçiler Şikago türkülerini İstanbulda beraber söyleyeceğiz. 77’nin yarım kalan coşku ve mirası için! Kemal Türkler’in sınıfa adanmış yaşamı, Taksimde kaybettiğimiz kardeşlerimiz ve 89 ’da kurşunlanan M.Akif Dalcı’nın hatırası için! Adil ücret, yeterli gelir, Demokrasi ve Sosyal Adalet İçin! Paranın gücü ve iktidarına karşı Dayanışma bayrağını istanbulda açmak için için!

Protesto edip, imza verin ve Delegasyona katılın!

Esas amacımız Brüksele binlerce Protesto mektubu göndermektir. Ama İçişleri ve kültür bakanlıklarına da Mektuplar yazın. Ayrıca yıllardır birlikte çalışırken ekmek bölüştüğünüz, beraber mücadele ettiğiniz sendikacı, temsilci ve dostlarınıza sorun. Onları, Turist olarak zaten tanıdıkları Türkiyeye, bu kez Emekçi sofrasına, işçi eylemine davet edin. Severek ve isteyerek Delegasyona katılıp İstanbula geleceklerini göreceksiniz. 1 Mayıs 2010 Türkiye Demokrasisi ve sendikal hareketi açısından tarihsel bir gün olacaktır. Türk-İş, Tek Gıda İş, TÜMTİS, Deri-İş, Hava-İş, DISK, Birleşik Metal İş ve KESK Sendikaları ve Şubelerin Davetlileri olarak 30 Nisan Akşamı İstanbulda buluşmak üzere. Glück Auf!