Sayfalar

18 Aralık 2009 Cuma

İŞÇİLER DİRENİYOR; DAYANIŞMAYI YÜKSELTELİM, MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

İşçi sınıfı sermayenin ve devletin kapsamlı saldırılarıyla karşı karşıya. Artık geri dönülemez noktaya gelindi. Ekonomik-sosyal haklarımıza ve örgütlülüklerimize yönelik saldırılar çalışma hakkımızın, ailelerimizin geleceğinin elimizden alınmasıyla daha da pekiştiriliyor. Sermayenin çıkarlarının koruyucusu devlet, polis güçleriyle her geçen gün daha da vahşileşiyor.
Bursa’da 19 maden işçisi göz göre göre ölüme yollandı. Maden şirketinin işçi düşmanlığıyla ünlü patronu bulunamıyor! Kim koruyor ve kolluyor bu patronu? “Her şeye kadir” devlet ve onun kolluk güçleri sözkonusu patronlar olunca neden failleri bulamıyor ya da serbest bırakıyor?
İstanbul’da Ataşehir ve Sancaktepe Belediyesi’nin işten çıkarmalarına, ücret ve hak gasplarına karşı belediye işçileri seslerini yükseltiyor, greve yöneliyorlar.
Yine İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan itfaiye işçileri sözleşmemelerinin yenilenmemesi nedeniyle işlerini kaybetmekle yüz yüzeler. Gaz bombası ve tazyikli suya karşı direniyor, haklarını arıyorlar.
25 Kasım grevine katıldıkları gerekçesiyle işten çıkarılan arkadaşları için demiryolu işçileri greve gittiler. Devlet 29 demiryolu işçisini daha işten çıkararak cevap verdi. Devlet intikamcı yaklaşıyor, işçiler ise haklarını ve geleceklerini korumakta kararlılar.
Ve Tekel işçileri!.. Çalıştıkları fabrikaların kapatılmasını, işlerini ve geleceklerini kaybetmek istemeyen işçiler günlerdir direniyorlar. Batman’dan, Samsun’dan, Diyarbakır’dan, Tokat’tan, İstanbul’dan ve ülkenin dört bir yanından Ankara’da toplanan Tekel işçileri kışın soğuğunda polisin gaz bombalarıyla, tazyikli suyla gerçekleştirdiği saldırılara göğüs geriyorlar. İçişleri Bakanı polisin silah kullanmadığı gerekçesiyle kendilerini savunuyor. Devlet işçilere aba altından sopa gösteriyor. Ancak işçiler kararlı; “Ölmek Var Dönmek Yok!” diye haykırıyorlar.
Grev ve direnişler yayılıyor. İşçiler sınıf düşmanlarını ve onları koruyan devlet iktidarını çok daha iyi tanıyorlar. Kriz bahanesiyle emperyalist efendilerinin ortaya koyduğu reçeteleri işçiler dayatan egemenler, işçi sınıfına ve ilerici sendikalara gözdağı vermeye çalışıyor. Egemenlere cevabı yine alanlara inen işçiler veriyorlar: “Direne Direne Kazanacağız!”
İşçi sınıfı her geçen gün üzerindeki zinciri atıyor. İşçiler sadece egemen sınıfların üzerlerindeki zincirlerini atmıyor, sarı ve bürokratik sendikaların pasifist, sonuç almaktan uzak çizgilerini de kırıyorlar. “Şimdi ne olacak” sorusunun cevabını işçiler veriyorlar. Onlar dolaysız pratikleri ile öğretiyorlar; şimdi grev ve direnişlerle yürümenin, mücadeleyi daha da büyütmenin zamanıdır! Başka bir çözüm yolu yok! Egemenler ve devlet saldırılarını artırmakta kararlı. İşçi sınıfı ve sendikaların ise daha da kararlı olması gerekiyor.
Şimdi direnişleri birleştirerek dayanışmayı yükseltmenin, mücadeleyi daha da büyütmenin zamanıdır. Direnen işçilere ve sendikalarımıza yönelen saldırıları hep birlikte göğüs gererek püskürtmeliyiz. İşçilere yalnız olmadıklarını, sınıf kardeşlerinin ve ilerici-devrimcilerin yanlarında olduğunu her alanda göstermeliyiz.

Tekel İşçisi Yalnız Değildir!
Belediye ve Demiryolu İşçileri Yalnız Değildir!
Yaşasın Sınıf Dayanışması!
Birlik Mücadele Zafer!

Devrimci Demokratik Sendikal Birlik